AnaSayfa » Makale-İnceleme » Kuzey Kartalları
Çarşamba, 19 Kasım 2014

Kuzey Kartalları

Yazan : Kategori : Makale-İnceleme 4183 0

zagormaxi12

Dikkat! sürprizbozan-spoiler içermektedir.
Maceraperest Çizgiler tarafından 2012 Mart’ında yayınlanan son Zagor Maxi albümü Kuzey Kartalları (Le Aquile del Nord) değişik tatlar içeriyor. Ade Capone’nin 2009 tarihli bu değişik hikayesinde, başta konuk oyuncu babında maceraya dahil olan Zagor ve Çiko, sonrasında İngilizlerle kader arkadaşlığı yaparlar.
1800’lü yılların başlarında Kanada sınırındaki ormanlık bölgede ingilizler, topraklarını amerikalılara kaptırmamak için mücadele vermektedirler. İngilizlerin tarafında Kuzey Kartalları ismiyle ün yapmış vatanseverler, liderleri Big John önderliğinde mücadelelerinin en kanlı savaşını Fort James kalesinde verirler. Bu savaştan yenik çıkan İngilizler uzun sürecek bir Amerikan askeri diktası altında zor günler yaşayacaklardır. Fort James kalesinin sonraki yıllardaki komutanı, son savaşın subaylarından acımasız Bindaşı Rockford’dur.
Bölgedeki karışıklığa neredeyse “geçerken tesadüfen” dahil olan kahramanlarımız, bir anda kendilerini önce bir kızılderili katliamının ve sonrasında Amerikan-İngiliz(Kuzey Kartalları) savaşının ortasında masumların yanında olmak uğruna, sürekli taraf değiştiren bir konumda bulurlar. Trajik çarpışmalar ve kayıplar yaşarlar.
Ade Capone, Avrupa ve Türk çizgi romancılığında II. Dünya Savaşı sonrası moda olan ve Amerikan hayranlığı paralelinde gelişen Amerikan bağımsızlık destanları algısını yerle bir eden müthiş etkileyici bir hikaye yazmış. esseGesse üçlüsünün en büyük katkıyı verdiği “kötü kırmızı urbalar, iyi amerikan vatanseverleri” kavramının tersyüz edildiği hikayede, sıradan kasaba insanlarının Blek’in veya Swing’in avcılarının aksine evlerini ve masum yaşamlarını korumak için verdiği insani mücadelenin sunumu ilginç. Sıradan bir çarpışma öyküsü gibi başlayıp, giderek yerel bir destan havasına bürünen öyküde, kişisel hırslarını ve eski intikamlarını tatmin etmek uğruna görev yaptığı bölgedeki insanları çekinmeden harcayan kötü askerlere karşın önce katliama uğrayan sonrasında kendileri birer katliamcıya dönüşen yerliler arasında en mantıklı davranışı bizim yıllardır nefret ederek okuduğumuz İngilizler sergiliyor. Tabii tüm olan bitenin ortasında prensiplerinden ödün vermemek ve masumların hayatlarının korunması uğruna devleşen dostumuz Zagor, giderek hikayenin merkezine oturmayı başarıyor. Burattini ve Boselli öykülerinin aksine, Zagor konuk oyuncu olarak değil de hikayenin bütünleştirici ögesi olarak yeralıyor.
Maceranın belkide tek dezavantajı Mangiantini’nin böylesine “büyük bir öykü”ye yetemeyen çizgileri olsa gerek. Kendini ne kadar zorlamış olsa da, yer yer ne kadar posterlik çizimlerle girmiş olsa da, Mangiantini öyküye yetememiş. Jöle sürülmüş misali dalgalı saçlarıyla Zagor, çizimlerden ötürü hikayede donuk kalıyor. Oysa adam İngilizleri çizerken sanki daha çok özenmiş gibi. Eğer Mangiantini’nin ingiliz kökenli bir sanatçı olduğunu öğrenirsem şaşırmayacağım!
Geçen hafta kitaplığımı 11 yaşında bir Zagor hayranı çocuk ziyaret etti. Bütün Zagor’ları ortaya döküp bir güzel kaynattık. Çocuk tüm hikayelerin Klasik Maceralar’daki sayılarını ezbere biliyor! Kuzey Kartalları’nı bu muhabbette okumaya karar verdim. Bilseydim geciktirmez daha önce okurdum. Güzel hikaye, tavsiye ederim.

Etiketler

YORUM YAZIN

Ad Soyad *

Websiteniz

Yorumunuz *

* Zorunlu Alanlar